Roj Roja Rojava

Nazan Üstündağ, 14 Ekim 2014

Kobanê’nin böylesi eşitsiz bir savaşta böylesi destansı bir direniş göstereceğini çok az kişi hesaplamıştı. Bugün daha da iyi anlaşıldığı üzere ittifakların ve hesapların yeniden düzenlendiği Ortadoğu’da halkların demokrasisi seçeneğini yükselten tek güç olan Kürt Özgürlük Hareketi’nin yenilgiye uğraması tüm hegemonik güçlerin işine gelecekti. IŞİD’in Kobanê’yi alması, Şengal ve Mahmur denklemini bozan HPG ve YPG güçlerinin kazandığı meşruiyetin aşınmasını sağlayacak ve bir kez daha Ortadoğu, batı kafasının Sünni, Şii, Kürt kategorilerine ve sınırlarına göre şekillenecekti.

Çatışmalar arasında bir akıl sağlığı denemesi

Nazan Üstündağ, 5 Ağustos 2015

Bütün barış süreçleri birer mücadele sürecidir. Devletlerin süreçten beklentisi ve örgütlerin beklentisi örtüşmez. Devletler süreç sonunda savaş sonucu kaybettikleri bazı şeyleri geri almak ister. Bunlar hukuğun tekrar devlet elinde tekelleştirilmesi, çoğullaşmış farklı hafıza ve anlatıların tekleşmesi ve sermayeye kapanmış olan coğrafyanın tekinleşerek sermayeye açılmasıdır.

AKP, BDP, HDP

Nazan Üstündağ, 3 Kasım 2013

Bu makale 21 ve 22 Ekim tarihlerinde Özgür Gündem’de yayınlanmıştır.

AKP maharetini kaybediyor. İktisadi ve toplumsal alanda her şeyi alınır-satılır kılarken ve siyasi alanda her türlü değere el koyarken, kullandığı dil iflas ediyor. Toplumsal kesimler, AKP’nin dilinin örtüsünü kaldırarak, hakikati ifşa ediyor. 

Buradan bir cikis var mi? Ya da neden HDP’deyim?

Nazan Üstündağ  5 Mart 2014

Yolsuzluk krizi başladığından beri aklımda Haydar Darıcı’nın Sabancı Üniversitesi’nde Leyla Neyzi danışmanlığında yazmış olduğu tezden bir bölüm var. Tez 2006’dan itibaren Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanan, nam-ı diğer taş atan çocuklar hakkında. Çocuklar Darıcı’nın Adana’da yaptığı mülakatlarda göçü, baskıyı, yoksulluğu, kentteki ve okuldaki ayrımcılığı ve daha binbir dertlerini anlatırken, bir noktada “Büyükler siyasetin ne kadar ciddi bir iş olduğunu anlamıyorlar” diyorlar. Kulağıma küpedir.

Akademisyenlerin Çözüm Süreci İle İmza İlgili Metni Üzerine

Nazan Üstündağ 5 Eylül 2013

[Bu makalenin orijinali Özgür Gündem’de yayımlandı.]

Bu hafta içinde Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 250yi aşkın akademisyen, Türkiye dışındaki üniversitelerdeki meslektaşlarının da desteğiyle çözüm sürecinin gidişatından endişe ettiklerini belirten bir açıklama yaptılar. Bu açıklamayla AKP hükümetini, çözüm için adım atmaya ve dünyada gerçekleşmiş çeşitli barış süreçlerinde geliştirilmiş olan bazı standartlara ve kriterlere uymaya davet ettiler.

Ekin Wan’ın bedeninde ifşa olan devlet ya da kadınlar sıra bizde.

Nazan Üstündağ, 25 Ağustos 2015

Antropolog Veena Das, tüm savaşların ancak özellikle etnik gruplar arası cereyan eden iç savaşların kadın bedeni üzerinde gerçekleştiğini söyler. Ulus devlet ulus kimliğini kurarken cinsiyet kimliklerini de kuran bir yapıdır: yasalar dahil olmak üzere ulusu betimleyen tüm metinler cinsiyetlendirilmiştir ve aynı zamanda milli kadınlık ve milli erkekliği de tanımlar. Polis ve asker milli kimliği korurken aynı zamanda milli kadınlık ve erkekliği de korur. Savaş zamanında bu kimlikler, örneğin batıda ikinci dünya savaşında olduğu gibi, gereklilikler ve mücadele ile bir taraftan bozulur. Diğer taraftan makbul milli kimliğe uymayan kadınlar, örneğin gene batıda ikinci dünya savaşında saçı kazınan kadın vakalarında bildiğimiz gibi, cezalandırılır.

Scroll to Top