Akademik Dil ile Toplumsal Dil Arasında
Jineoloji Dergisi Sayı 19 – Ekim Kasım Aralık 2020
Akademik dil deyince aklıma en az iki farklı dil geliyor. Birincisi son derece steril ve anlaşılması pek de zor olmayan pozitivist dil. Bu dil bir takım durumları değerlendirmek ya da ilişkileri kanıtlamak üzerinden kendini var eden, düşünceyi derinleştirmekten çok, toplumsal çokluğu, çeşitliliği ve çetrefilliği basitleştirerek anlatmaya yönelen bir dil. Aslına bakarsanız bu pozitivist dil ile kapitalizmin ürettiği toplumsal dil çoğu zaman örtüşüyor da. İkisinin de tarihsel olarak erkek konumu ve öznelliğini esas aldığını ve dil aracılığıyla bu konumu yaymaya, tekleştirmeye ve hakikat mertebesine çıkartmaya soyunduğunu düşünürsek bu çok da şaşırtıcı değil.