Afrika kökenli Amerikalı yazar bell hooks (büyük harfi erkek egemenliğinin göstergesi olarak kabul ettiği için ismini küçük harflerle yazar), batı feminizminin aileye yönelttiği eleştiride, siyah Amerikalı kadınların deneyimlerini görmezden geldiğini belirtmiş, zulüm dolu bir dünyada, siyah kadınların ve erkeklerin ancak aile içinde kurdukları dayanışma ve samimiyetl ilişkileri ile ayakta durduğundan bahsetmiştir. bel hooks’un batı feminizmine yaptığı sayısız yerinden edici yorumdan sadece biridir bu…
Hayata anlamını veren şeydir samimiyet. Can katar ve can yakar. İnsanlar kimi zaman aile içinde, kimi zamansa hiç beklemedikleri bambaşka yerlerde samimiyet ararlar, bulurlar, kaybederler, yine bulurlar.
Samimiyet siyasi, toplumsal, etik ve estetik değerlerin üretildiği ve tükedildiği ve tekrar üretildiği biricikliktir.
Ailenin bir tahakküm nesnesi haline getirilmesine, bir iktidar vesilesi kılınmasına, bir sosyal politika projesi haline getirilmesine karşı çıkanlar, bu biriciklik alanlarının kısıtlanmasına, tekleştirilmesine, tekelleştirilmesine, şiddet ve cebirle ele geçirilmesine isyan ediyorlar. Kendi yaşamlarındaki izlerden yola çıkarak…
Ailenin bir tüketim birimi haline getirilmesine, kadınların en “modern” bilgilerle donatılarak bakım veren birer makine olarak yeniden tanımlanmasına, çocukların birer eğitim ve sağlık çukurcuğuna dönüştürülmesine karşı çıkıyorlar. Ailenin apartman dairelerinde çekirdekleştirilmesine, kredi ve borç sistemi üzerinden sermayeye girdi sağlayan birer ekonomik istatistiğe indirgenmesine…
En çok da kadınlık ve anneliğin eşitlenerek, kadınların tüm siyasi ve toplumsal varlıklarının aileyi “koruma” adı altında disipline tabi tutlmasına… Söylenecek çok şey var.
Bunların hiç biri muhafaza edilecek kadim toplumsal değerler değildir. Tam tersine bir çoğu yepyenidir. Hem Kemalizm hem AKP’nin toplumu devletleştirme siyasetleri, demirini önce aileye atmış, aileyi düzenlerken bir lahzada tüm toplumsallığı, ekonomiyi ve siyasi yaşamı düzenlemeye kalkışmıştır. Çoğul ve geniş samimiyetleri çekirdek ailenin dört duvarına hapsetmeye çalışmıştır.
Aile dışındaki bir dolu samimiyet biçimini, tarikatları ve medreseleri, zaviyeleri ve atekkeleri yok eden Kemalizm ile, kızlı erkekli, kızlı kızlı, erkekli erkekliliğe savaş açan AKP bir kez daha bu anlamda birleşmişlerdir.
Arkadaşlık da bir samimiyet biçimidir, kirvelik, bacanaklık, eltilik, feminist kız kardeşlik… Aileye karşı çıkan sevgililerin hikayeleriyle doludur Mezopotamya ve Anadolu. Romanlar ve şiiriler dul mahalleli teyzelerin ve dayıların gücüne, harbiliğine, muhabbetine, güzelliğine hayran dizlelerle doludur. Bunların hepsi toplumsal değerdir. Toplumsal yaşamda demokratik değerlerin mi yoksa tahakkümcü değerlerin mi hakim olacağını ise halkların, feministlerin ve dahi tüm ezilenlerin mücadeleleri belirler. Kürtlerin mücadelesi nasıl ki Türkiye’de yeni bir demokratik dalga yaratmıştır, feminist mücadele de kendini feminist olarak tanımlamayanları, hayatlarında iktidarın tahkkümunu sorgulamaya davet eder. Bu sayede aile; geniş aile, arkadaşlık, bekarlık, sevgililik, cemaat, kamusallık, politik yoldaşlık gibi bir çok samimiyet seçeneğinden sadece biri olduğunda sorun olmaktan da çıkacaktır.
——
ve PKK’nin doğumgünü
Erkeklerin kendi samimiyetlerini kurarken ve kendi düşmanlıklarını yaşarken kadın bedenini sürekli iktidarlarının aracı haline getirmeleri sebebiyle, kadınların bedenleriyle ilişkileri çok çetrefilli, çok meşakkatlidir. Çok zordur kendine sahlp çıkmak, baba, ağabey, muhtar, ev sahibi, ordu ve devlet, yani herkes sahip çıkmaya ve aynı hızla harcamaya kalkışınca. Bedenlerini herkesten alıp, kendilerinin kılıp, çekip gitmiş ve büyük bir mücadelede harcamaya da aynı kararlılıkla ve iradeyle hazır, samimiyeti hevallikte, yoldaşlıkta, kızkardeşlikte bulmuş tüm kadın arkadaşlara sevgiler, selamlar.